- Sadece Ticaret
- Posts
- Sadece Ayakkabı Satmak [Marka Hikayeleri #005]
Sadece Ayakkabı Satmak [Marka Hikayeleri #005]
Moda ve İnovasyonun Buluştuğu Yer: Sektörü Değiştiren Bir Başarı Öyküsü
Merhaba tüm dünyadaki markaların ilginç, ilham veren ve öğretici e-ticaret başarı hikayelerini her hafta Çarşamba günü sizlerle buluşturuyoruz.
Bu haftaki markamız Zalando. Markanın hikayesini şu ana hatlar üzerinden değerlendireceğiz;
Bir İlhamla Başlayan Yolculuk
Pazarın Darboğazının Aşılması
Zalando’nun Sürdürülebilir Adımları
Müşteri Odaklı Büyüme: CEO Müşteri Temsilcisi Oldu
👞 Sadece Ayakkabı Satarak Başlayan Serüven
Zalando, sadece ayakkabı satarak başladığı sektörde, şimdi Avrupa'nın en büyük online moda markalarından biri. Bu hızlı büyüme, Zalando'nun müşterilerine bir alışveriş sitesi olmaktan çok daha fazlasını sunduğunu kanıtlıyor.
Zalando'nun başarısı, geniş ürün yelpazesi ve müşteri deneyimine odaklanan iş modelinde gizli. Kullanıcı dostu arayüzü, kişiye özel alışveriş deneyimleri ve güçlü lojistik ağıyla öne çıkan marka, Partner Programı ve Medya Çözümleri sayesinde de Avrupa pazarında lider konumunu sağlamlaştırıyor. Zalando'nun hikayesi, vizyoner düşüncenin ve sürekli yenilenmenin müthiş bir örneği.
Nasıl Başladı?
2008 yılında Berlin'de David Schneider ve Robert Gentz tarafından kurulan Zalando, küçük bir ayakkabı satış sitesinden Avrupa'nın moda merkezine dönüştü. İlk adı "Ifansho" iken, "zalare" (şaka yapmak) kelimesinden esinlenerek Zalando oldu.
ABD’li ayakkabı perakendecisi Zappos'tan ilham alarak başladıkları bu yolculuk, hızla genişleyerek dijital bir alışveriş merkezine evrildi. Aynı zamanda markanın kendisini konumlandırdığı yer tam olarak burasıydı.
Hangi Zorluklarla Karşılaştı?
Zalando, moda devine dönüşme sürecinde pek çok engelle karşılaştı. İlk adımlarında, rekabetçi online moda pazarında yer edinmek için mücadele ettiler. Müşteri tabanı oluşturmak ve marka bilinirliğini artırmak, bu sürecin en zorlu kısmıydı.
Ayrıca genişlemeye başladıklarında, farklı ülkelerdeki lojistik ve operasyonel zorluklarla yüzleştiler. Her ülkenin kendi iç dinamikleri ve tüketici beklentileri, Zalando için sürekli bir uyum ve yenilik gerektiriyordu.
Öyle ki 2010 yılında Hollanda piyasasına adım attıklarında Almanya’da çok beğenilen “scream with joy!” reklam kampanyası istenilen etkiyi oluşturmadı, hatta iki kez üst üste en rahatsız edici reklam ödülünü aldı. Bu onların gelecekteki stratejilerini belirlemek için aldıkları en büyük ders idi.
Bununla birlikte giyim sektöründe en büyük zorluklardan biri olan yüksek iade oranlarıyla başa çıkmak için, detaylı ürün açıklamaları ve etkili bir iade politikası geliştirmeleri gerekiyordu.
Dahası pazar trendlerinin hızlı değişimi ve sürdürülebilir moda gibi yeni talepler, Zalando'nun sürekli kendini yenilemesini zorunlu kıldı. Tüketicilerin beklentileriyle uyumlu kalmak ve aynı zamanda geniş bir ürün yelpazesini yönetmek, hem lojistik hem de stratejik olarak karşılaştıkları en büyük engeldi.
Son olarak Zalando'nun Partner Programı, markaların kendi platformlarında ürünlerini satmalarını sağlayarak yeni bir iş modeli yarattı, ancak bu da kendi içinde marka ve müşteri deneyimi arasında bir denge kurma zorluğunu beraberinde getirdi.
Bu Zorlukların Üstesinden Nasıl Geldi?
Zalando'nun yükselişi, e-ticaret dünyasında karşılaşılan zorluklara yaratıcı çözümler bulma konusunda harika bir örnek.
Başlangıçta, Zalando'nun kurucuları, müşteri hizmetlerini bizzat kendileri üstlendi. Evet, doğru duydunuz, kendi cep telefonları müşteri yardım hattı olarak kullanıldı! Hatta ürünleri kargoya bizzat kendileri taşıdı. Bu sayede müşteri deneyimleri hakkında doğrudan içgörüler kazandılar.
Sonrasında ise çözülmesi gereken en önemli konu; müşterilerin online alışverişe olan güvensizliğiydi. Zalando, bu sorunu aşmak için müşteri deneyimine odaklandı, ücretsiz kargo ve iade seçenekleri sundu. Ayrıca, detaylı ürün tanımları ve moda tavsiyeleri ile online alışverişi daha çekici hale getirdi.
Bununla birlikte hızla büyüyen pazarda rekabet artmaktaydı. Zalando, bu rekabet ortamında ayakta kalmak için kapsamlı bir marka ve ürün yelpazesi sunarak ve özelleştirilmiş alışveriş deneyimleri sağlayarak farklılaştı. Ayrıca, Zalando Partner Programı aracılığıyla diğer markaların platformlarında satış yapmalarını sağlayarak gelir akışlarını çeşitlendirdi.
En önemlisi, sürdürülebilirlik konusundaki artan endişeler karşısında Zalando, iş modelini değiştirmek zorunda kaldı. Bu doğrultuda, Save Your Wardrobe ile iş birliği yaparak, tüketicilerin mevcut kıyafetlerini tamir etmelerini veya temizlemelerini teşvik ederek daha az yeni ürün satın almalarına yardımcı oldu.
Ayrıca, sürdürülebilir malzemelerden yapılmış giysiler sunarak ve kullanılmış giysi alım satımı için bir pazar yeri oluşturarak çevre dostu bir yaklaşım benimsedi. Böylece sürdürülebilirlik konusuna duyarlı tüketicilerin de dikkatini çekmeyi başardı.
Şu An Ne Durumdalar?
Moda dünyasında sağlam adımlarla ilerleyen Zalando, 2022'de 16.000 çalışanıyla ve 10,3 milyar euro geliriyle gerçekten etkileyici bir performans sergiledi. Şirketin değeri de, Eylül 2022 itibarıyla yaklaşık 256 milyon dolar civarında. Bu rakamlar, Zalando'nun ne kadar büyük bir marka olduğunu ortaya koyuyor.
Zalando Partner Programı aracılığıyla, markalara Avrupa pazarlarına erişim imkanı sunarak gelirlerini çeşitlendirmeye deva ediyor. Reklam gelirleri ve marka ortaklıkları da şirketin gelir kaynakları arasında önemli bir yer tutuyor. Teknolojiye ve yeniliğe yatırım yaparak, moda e-ticaret sektöründeki lider konumunu korumayı hedefleyen Zalando, gelecekte de büyümesini ve sektördeki yenilikçi adımlarını sürdürmeye devam edecek gibi görünüyor.
🧠 Ekipten İçgörüler
Her markanın başlangıcı zordur. Zalando’da da bunu net olarak görüyoruz. E-ticaret serüveninin başında kurucular hem müşteri hizmetlerinin, hem kargo işlerinin, hem de reklam faaliyetlerinin arkasındaki isimlerdi.
Ancak devamlı olarak anlattığımız bir konu için Zalando çok iyi bir örnek; Konumlandırma. Sadece ayakkabıyla başladıkları serüvende genişleyerek ilerliyorlar. Bu açıdan büyük markaları şu anki durumlarıyla değil geldikleri yerle değerlendirmek her zaman bizim için daha doğru bir bakış olacaktır.
Amazon sadece kitap satarak, Nike ise atletlere hitap ederek başladı. Eğer biz de bu serüvene yeni başladıysak büyüklere karşı savaşmanın yolu kendimize ait niş bir alt kategori yaratmak ve onu sahiplenmekten geçiyor.
❤️ Paylaşmak Güzeldir
Sadece-Ticaret bültenini bu alanda mesai harcayan arkadaşlarınıza ulaştırarak ilerleyen zamanlarda gelecek sürprizlerden faydalanabilirsiniz.
Aşağıdaki butonu tıklayarak ya da linki kopyalayarak paylaştığınızda sizin adınıza işleyen bir sayaç devreye girecektir.
🤝 Bir Geribildiriminizi Alırız
Sadece-Ticaret Bültenleri Size Değer Katıyor mu? |
Yeni bir bültende görüşmek üzere.
Bizi sosyal medya hesaplarımızdan takip etmeyi, paylaşmayı ve önerilerinizi bize iletmeyi unutmayın.
Veysel / Sadece-Ticaret Ekibi
Reply